Şu günlerde gazetelerde en sık rastladığınız tur ilanlarından bazıları muhakkak ki Dubai içindir. Sonunda söyleyeceğimi başta söyleyeyim; sadece merakınızı gidermek için 3 gününüzü buraya ayırabilirsiniz ama daha fazlası için eğer çok paranız yoksa kesinlikle düşünmeyin.
Dubai aslında çok eski bir yerleşim alanı ama 1950lilerde sadece 6 milyon USD civarından ithalatı olan bir ticaret limanı imiş. Yedi farklı kültür ve yapıdaki emirlikten oluşan Birleşik Arap Emirlikleri içerisinde Dubai aslında 2.büyük emirlik ama oldukça vizyoner biri olduğunu sandığım Şeyh Raşit Bin Seyid El Makdum ve ailesi burayı inanılmaz şekilde geliştirmiş. Bugün Dubai yaklaşık 10 milyon turistin geldiği ve yaklaşık 20 milyon USD ithalatı olan modern bir şehir ve inanılmaz büyümekte.
Aslında çok tezatlarla dolu bir şehir. Bir yandan inanılmaz gökdelenler ve iş merkezleri, golf ve yat kulüpleri öte yandan şantiye görünümünde sahiller, lüks oteller ve çölün hemen yanında evler, lüks arabalardan çıkan yerel giysili Araplar ama çokça rastlayabileceğiniz Ruslar derken şehir belli belirsiz bir karaktere ama çok iyi bir ambalaja sahip. Bun iyi örneği yeni yapılan Palm adası. Yaklaşık 120 km yeni sahil yaratan ve 40 otel, 2000 villa ve marinadan oluşan bu ütopik adanın tüm villaları yaklaşık 1 milyon USD ve üstü değerden satılmış durumda. Şehrin zaten her yani bu tip emlak yatırımları ile oldu. Bir çok Arap lüks villalardan çıkıp bu devasa siteler ve denizin kenarına yerleşmekte. Bahsettiğimiz deniz buna değer mi derseniz aslında sahilden anlayabileceğimiz tuzlu ve dalgalı bir su kütlesi.
Büyümeyi destekleyen bir başka bilgide 2010 için beklenen turist sayısı; küçük dilinizi yutabilirsiniz ama yaklaşık 50 milyon turist bekliyorlar.
Gerçekten boğucu bir çöl sıcağının hüküm sürdüğü Dubai klimalı bir araca kurulduğunuz aman gezebileceğiniz iki enteresan bölge var biri şehrin için özelliklede “Creek”denen nehrin iki yanı ve Jumeirah tabir edilen yaklaşık 30 dakika mesafedeki gittikçe gelişen sayfiye bölümü.
Jumeriah da genelde aralarında muhteşem Burj El Arap, Jumeirah Beach, Royal Mirage gibi otellerin bulunduğu beş yıldızlı tesisler, Wadi isimli su parkı ve Palm adası inşaatı var. Ayrıca dünyanın önde gelen bilgi teknolojileri ve medya şirketlerinin bölgesel merkezlerinin bulunduğu Internet ve Medya şehircikleri de burada. Burada kesinlikle görülmesi gereken makul bir ücret karşılığı gezilen Burj El Arap. Taksilerini Rolls Royce olduğu ve odalarının içerisinde gereksiz miktarda altından yapılmış eşyanın bulunduğu bu otelde açık büfe yemek makul bir fiyat iken 25.katta bulunan panoramik lokantada yemek hem inanılmaz pahalı hem de bayağı resmi bir prosedür ve inanmayacaksınız ama resmi kıyafet gerektiriyor.Tabii bu Kandura tabir edilen uzun ve beyaz, temiz bir lokal giysi giyen Araplar için geçerli değil.
Bu bölüm sekiz şeritli bir otoban ile şehre bağlanıyor. Bu yolculuk yaklaşık 25 USD tutmakta ama otellerinde düzenli shuttle servisleri var. Yol boyunca muhteşem gökdelenler ki mesela 350 metrelik Emirates Tower, National Bank binası gibi yerlerin önünden geçerek şehrin merkezine geliyorsunuz.
Şehre hayat veren yer tabii ki nehir. Nehrin bir tarafını Deira öbürü ise Bur Dubai ismini alıyor ve iki köprü ile bağlanıyor. Diğer bir ulaşım aracı ise Abra adı verilen yerel tekneler. Bu nehir boyunca Golf ve Yat Kulüpleri, Parklar, Devlet Binaları ki bunlarda gayet lüks binalar bulunmakta. Yaya gezmek gibi bir cesaretiniz varsa kendilerince Kapalıçarşı ‘ya benzettikleri ama çok daha küçük olan Altın Pazarı, Baharat Pazarı ve Giysi pazarı merak olsun diye gezilir yoksa standart bir Türk’ün burada bulacağı enteresan bir şey yok.
Dubai’nin enteresan bir özelliğe de Orta Doğunun spor başkenti olması. Her sene düzenlenen Golf, At Yarışı, Tenis, Motor ve Araba Yarışları, Çöl yarışları, Yelken, Açık Deniz tekne yarışlarına çok sayıda uluslar arası sporcu ve zengin katılmakta.
Gelelim şehre asıl ününü veren alışveriş olayına. Bence şehirde en abartılı konu bu. Her sene mart ayında düzenlenen festival ve Duty Free’si ile ünlü bu şehirde bence ancak düzenli bir takipçi ve iyi ilişkiler kuran biri gerçekten önemli bir fırsat yaratabilir.
Kendi deneyiminde hafif elektronik ürünlerde ( kamera, fotoğraf makinası, telefon) Türkiye’den iyi şartlar yakalamakla beraber Singapur ve Amerika’da çok daha iyi fiyatlar bulabildim üstelik Dubai genelde lokal garanti verirken diğer ülkelerde uluslararası garanti verilmekteki bu elektronik ürünlerde önemli bir konu. Bun karşılık Hi-Fi sistemler gibi daha ağır ürünlerde inanılmaz kampanyalar gördüm. Şehrin en önemli alışveriş merkezleri Burjuman ve Deira City Center. Wafi çok tanıtılan bir yer ama sadece pahalı markalar bulunmakta.
Dolayısı ile benim önerim gerçekten karlı alışveriş yapmak isterseniz hedefinizi Dubai değil. Özellikle indirim dönemlerinde ABD outletleri en inanılmaz fiyatları sunmaya devam etmekte ve USD düşerken tabii bizim içinde fırsat sunmakta.
Dubai’de mutlaka yapmanız gereken bir şey ise deneyimli şoförler ile yapılan Çöl Safarisi. Muhteşem bir deneyim ama bazılarının midesi kaldırmayabiliyor ya da daha kötüsü bazı durumlarda çölde saplanmak ya da ters dönmek de olası. Biz çok iyi bir şoföre rast geldik ve çok eğlendik. Safari turunda genelde bir bedevi çadırında yemek, dansöz, kum kayağı, deve gezisi gibi olanaklarda sunulmakta. Alpha Tur bu konuda gayet başarılı olsa gerek çünkü yaklaşık 10 araçlık bir konvoy oluşturmuşlardı. İsteyenler için Çölde çadır ya da lüks resortlarda konaklama, tekne turları, dalma turları, at ya da deve binme ya da çölde motor turları da yapılmakta.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder