Avrupa’da tercihen yazın 3-4 günlük seyahetlerinizden birini yapabileceğiniz enteresan üklerden biri Belçika; ama sebebi bu küçük ülkenin hem Nato hem AB’ye ev sahipliği yapıyor olması değil, nefis biraları, midye ve patatesleri, çikolata ve waffle’rı...
Yaklaşık 10 milyon kişinin yaşadığı ülke yılda çoğunluğu iş amaçlı olmak üzere 6 milyon civarında ziyaretçi çekiyor. Tarihi İ.Ö 60 yıllarına kadar giden Belçika da Brüksel’de yaklaşık 1000 senelik bir geçmişe sahip. Uzun süreler pamuk ticaretinin merkezi durumunda olan Belçika’da 1829’da kendi çapında bir devrim yaşamış. Flamanlar ve Wallonlar arasındaki bölünme özellikle 20.yy’da daha da netleşmiş ki bugun Brüksel dışındaki her yerde gerek lisan gerekse milliyetçi bakış farklılığı hemen hissedilebiliyor.
Her iki dünya savaşında da Almanlar tarafından işgal edilen Belçika 1967’de Nato ve 1958’de Avrupa Ekonomik Topluluğu merkezi olarak tanımlandı. Ayrıca futbolseverler 1985 Heysel stadyumu faciasını da hatırlarlar.
Belçika’nin iki önemli şehri başkent Brüksel ile ortaçağdan kalmış nefis Brugge. Brüksel gerek yaya gerekse metro ve tramvay ile gayet rahat gezilen bir şehir. Şehri iki bölüm olarak düşünebilirsiniz, daha tarihsel ve fakir olan ve Büyük Meydanı (Grand Palace) çevresini, Avrupa’nin en eski alışveriş merkei Galeries St Hubert ve çevresindeki bizim Kumkapı ya da Nevizade benzeri restoranların olduğu alanı kapsayan gezmesi oldukça zevkli bölüm. Bir de tarihsel olarak Fransızca konuşan arsitokratların yaşamış olduğu Gotik kiliseleri, Kraliyet Sarayı, Parkların ve AB Binalarının bulunduğu bölüm.
Yürüyerek çok rahat gezilse de metro da eğer haritasını iyi yorumlayabilirseniz tramvay ile birlikte rahat bir ulaşım seçeneği sunuyor. Taksi ise Avrupa’nın en pahalılarından biri.
2 günlük Brüksel gezisinde görmeniz gereken yerler kesinlikle Büyük Meydan ve Çevresi, Küçük İşeyen Çocuk ya da bilinen adı ile Manneken Pis, Borsa Binası, Çizgi Roman Müzesi (Centre Belge de la Bande Dessinee )ki özellikle Ten Ten, Red Kit hayranı iseniz, Galeries St Hubert, Halles St-Gery ve Quartier Marolles sokakları, Enstürmanlar Müzesi ya da en azından binası, Kraliyet Sarayı, Grand Sablon Meydanı (Nişantası havasında bir yer), Leopold ve Cinquantenaire parkları, AB Parlemento Binası “les Caprices des Dieux”, Palais de Justice binası, St Michel et Gudule Katedrali, biraz uzağa gitmek isterseniz Ünlü Mimar Horta’nın müzesi, Bruparck ( Eğlence parkı), The Atomium heykeli, 300 küçültülmüş modelin yer aldığı Mini Avrupa gezi alanı olarak sayılabilir.
Büyük Meydanın hikayesi 11 yüzyıla kadar dayanmakta;meydan çevresindeki evlerden Le Pigeon Victor Hugo'ya ev sahipliği yapmış. Gene devasa kulesi ile Hotel De Ville 14.yüzyıla dayanmakta.Manneken Pis'in hikayesi ise farklı şekillerde anlatılmaktadır. Bu küçük işeyen çocuğun bir asilzadenin oğlu olduğu ve 12.yy'da bir savaşın ortasında bir ağaca işerken görüldüğü için bu heykelin yapıldığı yani bir cesaret anıtı olduğu da en çok kabul gören hikayelerden denebilir.
Bir saatlik bir tren yolculuğunu göze alırsanız Avrupa'nın en muhteşem şehirlerinden Brugges'e ulaşabilirsiniz. Bir zamanlar Avrupa'nın en büyük ikinci limanı olan ve pamuk ticaretinin merkezi olan bu şehir tüm savaşlara ve tarihsel gelişimlere rağmen hala bir ortaçağ şehir görüntüsü korumaktadır. Ortaçağ kıafetli insanlar ya da şövalyelerin her an bir yerlerden çıkacağı izlenimini veren bu şehir aynı zamanda küçük bir Venedik; etrafı kanallarla çevrili olan Brugges’de yarım saatlik bir tekne turu size inanılmaz duygular yaşatabilir. Brüksel gibi Brugges'de ağırlıklı olarak bir meydanı kendine ana merkez seçmiş. Pazar yeri tabir edilen bu alanın çevresinde bir çok lokanta ve 13'yy dan kalma yaklaşık 60 metre yüksekliğinde kulesi ile Belfort Tower yer almakta. Çok çeşitli müzelerinde yer aldığı Brugges'den kısa bir yolculuk ile denize de ulaşabilirsiniz.
Alışveriş meraklıları için Brüksel’de tek seçenek Adolphie Max Laan Bulvarı ve özellike City 2 ve Inno çok katlı mağazaları. Alışveriş açısından Belçika kaliteli ürünlerde Türkiye ile hemen hemen aynı hatta zaman zaman daha ucuz fiyatlar sunmakta. Tekstil ürünlerinde dahi markalarda fiyatlar Türkiye'den ucuz; özellike TemmUz ayı indirim ayı ve yüzde ellilere varan indirimler yakalamak mümkün.
Belçikanın size sunduğu önemli bir unsur da iştah açıcı yiyecek ve içecekleri. Şehrin her yanında biribirinde lezzetli ürünler sunan waffle ve çikolata satıcılarından kaçış yok gibi bir şey. Farklı mutfakları sunan ve her türlü bütçeye uyan restoranlarda özellikle deniz ürünleri, midye, karides, istakoz, kuzey denizi balıkları, somon, et yemeklerinden Carbonnades Flamandes, tavşan, çeşitli soslarla ile kümes hayvanları ve domuz pateleri, patates kızartma (Bu arada French Fries isminin aslında 2.Dünya savaşında kendilerini Fransa’da sanan ABD askerlerinin verdiği isim olduğu rivayet ediliyor), tatlılardan tarte tatin ve krem karamel denenmesinde yarar olan yemekler. Bu arada porsiyonlar oldukça büyük geliyor ona göre sipariş etmek de yarar var. Genelde kişi başı 15-50 Euro arasında içkili yemek yemek mümkün.
Belçika çikolataları da dünyca meşhur;1880'lerde glişen bu sektör özellikle Kongo'nun sömürge olması ile kakao üretiminin yoğun şekilde yapılması ile yaklaşık %70 oranında kako oranı ile çikolata üretilmesi ve Godiva, Neuhaus , Leonidas gibi ülkemizde de bilinen global lüks çikolata markalarının oluşmasını sağlamış.
Belçika'nın diğer bir özelliği ise farklı bardakları ile sunulan inanılmaz sayıdaki kaliteli bira çeşitleri . 400 farklı bira üretilen Belçika'da ortalama bir kişi senede 100 litre bira içmekte. Chimay gibi Trappist tabir edilen ve manastırlarda tarafından üretine biralardan Lambik tabir edilen ve şişilendikten sonra 2 sene saklanarak sunulan ve özellikle meyvalı çeşitleri ünlü olan biralara, açık renkli Blanche tabir edilen daha düşük alkolli mesela Hoegaarden gibi biralara, ve yüksek alkollü ve çok farklı içim zevkleri sunan Leffke, Kwak, Brugse Triple , Duvel gibi çok farklı tadlara ulaşmanız mümkündür.
Kısaca adı çok duyulmasa uzun bir haftasonu keyifli bir tatil ve çok değişik ağız tatları için Belçika'da listenizde bulunması gereken bir Avrupa ülkesi.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder