9 Şubat 2014

San Francisco

Yaklaşık 16 saatlik bir uçak yolculuğu ve 10 saatlik saat farkını göze alaırsanız, ABD’ nin ve dünyanın en güzel şehirlerinden birini görme ve yaşama şansınız olacaktır. Nüfusü bir milyon bile olmamasına rağmen ülkenin metrekare başına en yoğun nüfusa sahip 2. şehri olan San Francisco, ülkenin öncelikle liberal akımlarının başını çekmiş daha sonra da 1990 ların başından itibaren Silikon vadisinin başında yer alarak inanılmaz bir teknoloji gelişimine başkentlik yapmaya devam etmiştir. Yılda 12-13 milyon turistin geldiği şehir, ekonomisini de tamamen hizmet ve finans sektöründen gelen gelirler ile büyütmektedir. Beyzbolun da bir numaralı şehri olan San Francisco İspanyol kolonileri tarafından kurularak isimlendirilmiştir. Meşhur Altına Hücüm sırasında inanılmaz büyüyen şehir 19 yüzyılda halen sürdürdüğü eyalet-şehir olma vasfına kavuşmuştur. 1906 depreminden neredeyse tamamen yıkılan şehir daha sonra bügünkü enteresan mimarisine kavuşmuş. Yaklaşık 50 tepeden oluşan şehrin her mahallesi enteresan bir etnik yapıya sahip. 2. Dünya savasında devasa Fort Point kalesinden Pasifik savaşına gidecek tüm kuvvetlere ev sahipliği yapan yer, daha sonra Alcatraz hapishanesi ile tanınmış mahkumlara, 1960’larda hippilere ve sonra eşcinsellere günümüzde ise internet start-uplarına evsahipliği yapmış ve yapmaya devam etmektedir. Adını bir makkümden alan meşhur “Alkatraz Kuşcusu”, Clint Eastwood’u ünlendiren “Dirty Harry” ve 2008 ‘de Sean Penn’e oscar getiren “Milk” şehrin farklı dönemlerini anlatan filmler olarak da seyredilebilir. 1989 depreminde tekrar zarar gören şehir o dönemden sonraki yapılanması ile nüfus artışını sürdürmüştür. Şehir üç tarafının denizle çevrili olması nedeni ile garip bir iklime sahip. Genelde kurak, rüzgarlı, kışın ortalama 12 ama yazında genelde 16 derece civarında bır ısı ile serin bir yer ; ayrıca sıkca olan sisler ile de ilginç manzaralar oluşuyor. Su da sıcak olmamasına rağmen deniz sporları popüer. Meşhur Golden Gate ve iki katlı Bay köprüleri ile aynen İstanbul gibi görüntüsü olan şehrin en önemli farkı “Neighborhoods” denen farklı etnik ve mimari yapılarla kurulmuş mahalleler. Fakat şehir sakinleri kendileri sıkça New york ile kıyaslamaktalar. Bana kalırsa yapı olarak benziyor ama hissettirdiği karakter çok farklı. New York’ta bir fast food edası ile yaşamı tüketirken burada gurme bir yemeğin tadını çıkartıyorsunuz. Gelelim 90-100 dakika süren bir turla göreceğiniz ve detayını gezmek isteyeceğiniz yerlere. Şehrin tek gökdelenei yeri olan Financial district, alışveriş merkezleri ile Union Square ve Market street kısaca downtown diye geçiyor. Şehirde halen çalışan eski tip 3 tane Tramway hattı var. Bir tanesi de sizi ünlü Nob Tepesine çıkartıyor ki bir zamanlar zenginler burada çok büyük evler yapmışlar. Sahilde ise Embercadero boyunca gidince ünlü Fischerman’s wharf ve ABD nin en önemli turistik yerlerinden olan Pier 39 yer alıyor. Burası aslında marinası, üstünde lokanta ve eğlence merkezleri ve en önemlisi ise bazen sayıları 2000’ni bulan fok ve deniz aslanlarının güneşlenip oyun oynadığı iskelesi ile ünlü. Buradan meşhur Alcatraz hapishanesi ve balina seyretmek amaçlı turlara katılmak mümkün. Biraz serin ve ıslak tura katıldığınızda yaklaşık 90 dakikaya ilk balinaları görceğiniz neredeyse kesin. Alcatraz ise 30 sene hapishane olarak görev yapmış orta büyüklükte bir ada. Burada zamanın çok ünlü mahkumları neredeyse 23 saat hücrede geçirerek çok zor bir yaşam sürmüşler. 20 tane filme ev sahipliği yapan “Kaya / The Rock’tan” kaçma girişimlerinin çoğu başarısız da olsa ne oldukları hiç bilinmeyen 5 kişi var ki en önemlileri 1960 ların başından kaçan ve “Escape from Alcatraz” filminde hikayeleri yer alan ikisi kardeş 3 mahküm. Bügünlerde yılda 750, 000 turistin ziyaret ettiği adadan 2005 yılında bağış amaçlı bir denemede 9 yaşındaki bir çocuk iki saatten az bir zamanda kıyıya yüzmüş. Bu denemenin soğuk sular, akıntılar kopek balıkları ve gemiler nedeni ile bayağı tehlikeli bir rota da yapılmış olduğu kesin. Bir çok Amerikan şehrinde olduğu gibi Çin, İrlanda, İtalyan mahalleri de var ve bence en güzeli Little İtaly dene italyan mahallesi. Burada kuzey sahili denen kısım gerçekten çok güzel manzaralı ve Coit Tower da ziyaret edilmesi gereken bir yer. Manzaranın güzel olduğu yerlerden biri de Russian Hill ve dar sokakları ile Lombard street. Özellikle üstü açık otobüslerle gezerseniz şehrin diğer enteresan yerleri olan Alomo meydanı ve Viktorian tarzındaki güzel evleri, Hippilerin mekkesi olan sokaklarında hafif ot konusu halen süren Haight, yeni zenginlerin mekanı Marina ve eskilerin malikanelerin olduğu Pasifik tepelerini görme şansınız olur. Bu turun önemli noktalarından biri de meşhur Golden Gate; dilerseniz yaklaşık 45 dk ve kuvvetli rüzgar altında köpründen yaya yürümeniz mümkün ama zaten izlemek için güzel noktalar ayrıca yaratılmış. Yaklaşık 220 park olan şehirde Golden Gate ve Dolores parkları muhteşem. Köprüyü geçince ulaştığınız sahil kasabası Sausaltio da gerçekten hoş anılar yaratacak yerlerden. Göçmenlerin zamanaında en önemli yerleşim yeri olan Mission ve eşçinsellerin merkezi Castro da şehrin diğer turistik yerlerinden. Gayet başarılı bir ulaşım altyapısı olan şehirde en pahalı aktivitelerden biri otoparka araba koymak onun için araç kullanımını pek tavsiye ediyorum diyemeyeceğim. Genel olarak şehir pahalı bir şehir ve her halka arz sonrası özellikle emlak fiyatlarında artış olmaktaymış. Şehirdeki diğer pahalı şey ise şise suyu çünkü aslında musluktan temiz su verildiği için lüks sınıfına giriyor. Gördüğünüz her fiyata yaklaşık yüzde 9 vergi ekleniyor dolayısı ile bunu aklınızda bulundurun.. Şehire geldikten sonra aslında zamanlamanızı iyi yaparsanız 1 ile 2 saatlik otoban yolculukları ile ki yollar hem iyi işaretlenmiş hemde ortalama 120-140 km süratle gidilebilir durumda, bir çok ilginç kasana ve şehire ulaşabilirsiniz. Palo Alto ve Stanford üniversitesi, San Jose, Ventura , Santa Barbara, Santa Cruz, Berkeley, Oakland, meşhur şarap bağları ile Napa Valley, Monterey, Carmel ve meşhur 17 miles drive mutlaka gidilmesi gereken yerler. Meraklıları için Gilroy yörenin en büyük outleti ve seçenek çok, ortalama fiyatlarda yüzde 20 ucuz. Şehirde her trülü damak tadına uyan lokanta, pub, bar var aynı zamanda çikolata çok populer çünkü meşhur üretici Ghirardelli 1890 lardan beri burada üretim yapıyor. Aynuı zamanda meraklıları için körfezde yelken yapmak ve geçen senenin America’s Cup heyecanının yaşamak olası. Doğa tutkunları 2-3 saati göze alırlarsa Yosemite de oldukça yakında. Meraklıları için çok sayıda sosyal medya ve teknoloji şirketinin kampüsleri çevrede ve gezmeye de izin veriyorlar. Son söz olarak San Francisco belki de Amerikan rüyasının en iyi temsilcisi dolayısı ile çok zaman ayırmaya değen bir yer diyelim.